İnsanlar Yok Olsaydı Dünyadaki Yaşama Ne olurdu?
Hiç merak ettiniz mi eğer İnsanoğlu birden bire bir facia ile yeryüzünden silinseydi ne olurdu?
Yaşadığımız en eski çağlardan bu yana hep daha fazlasını istedik, Dünyanın her bir yerine çok hızlı bir şekilde yayıldık.Kendi yaşam kalitemizi biraz daha arttırabilmek için dünyanın zenginliklerini hunharca kullandık diğer canlıların doğal yaşam alanlarına girdik hatta onları katlettik. Sırf para kazanma hırsımız yüzünden çevremize zararlar verdik ve tüm bu yaptıklarımızın sonuçlarını ve bedellerini daha yeni yeni düşünmeye başladık.Peki dünyadan şuanda tam olarak insanoğlu yok olsaydı ne olurdu?
Buyurun başlayalım o halde;
Öncelikle enerji üretmek amacı ile kurduğumuz dünyanın dört bir tarafında bulunan nükleer santral ile elektrik enerjisinin eksikliği yüzünden soğutma sistemleri çalışmayacak ve reaktörlerde aşırı ısınma meydana gelecektir bı aşırı ısınmalar sonucunda patlamalar oluşacaktır. Patlama sonucu binlerce kilometre yakındaki hayvanlar yaşamını yitirebilir ve bu bölgelerin normale dönmesi uzun yıllar alabilir. Radyasyon sızıntılarından etkilenmemiş diğer bölgelerde ise insanoğlunun yokluğunu fırsat bilen bagzı vahşi hayvanlar şehirlerde serbestçe dolaşmaya başlarlar ve geride bıraktığımız evcil hayvanların büyük bir bölümü biz olmadan hayatta kalamaz geri kalan kısmı ise vahşi yönlerini keşfetmek zorunda kalırlardı.
Sonrasında ise Sadece bizim işlerimize yaradıkları için sayıları diğer hayvanlardan çok fazla olan çiftlik hayvanlarıysa açlıktan vahşileşen köpeklerin veya vahşi yaşamdan gelen diğer avcıların hedefleri haline gelirler veya doğal olarak genellikle yem olurlar.
Daha sonra ise;
İnsanoğlunun yokluğu hayvan nüfusunu pozitif yönde etkileyeceği gibi, bitki nüfusunu da pozitif yönde etkileyecektir. Şehirlerde bitkilerin özgürce büyümesi neticesinde otluk alanlar genişler yollar hızla tahrip olur ve dört-beş yıl içinde ise güneş ışığı alan her yerde kök salmaya ve büyümeye başlayan bitkiler geride bıraktığımız kalıntıları yavaş yavaş harap etmeye başlar ve şehirler tanınamaz hale gelir.
Hızla geçen onlarca yıl boyunca rutin bakımları yapılmayan otomobil gibi araçlar veya Eyfel Kule'si gibi çelikten yapılmış yapılar zamanla paslanarak metal yığınlarına dönüşür
Ayreten;
İnsanoğlunun binlerce yıllık bilgi birikimini içeren kitaplar, ansiklopediler ve bütün elektronik cihazlar çürüyerek ebediyen yok olurdu
İşin ilginç tarafı ise burada;
Daha sonraki birkaç yüzyıl içinde fizikseli, kimyasal ve doğal etkenlere maruz kalan modern binalar oluşacak hasarlara ve çatlaklara daha fazla dayanamayıp bir bir yıkılmaya başlasa da eski çağlara ait bazı piramitler veya göbekli tepe yapıları gibi bazı kalıntılar modern binaların aksine daha sağlam materyallerden inşa edilmiş oldukları için bakımsız halde bile birkaç yüzyıl daha fazla dayanacaklardır. Belli bir süre sonra sadece bunların parçaları kalacağı için dünya yüzeyinde yaşamış en gelişmiş medeniyete ait son yapılarmış gibi gözükebilirlerdi.
Birkaç bin yıl içindeyse insanlığa ait bütün kalıntıların yanı sıra plastik veya cam gibi doğada bıraktığımız atıklar bile toprağa karışıp yok olurdu. Bütün bu olası radikal değişimler veya uygarlıklarımızın bir zamanlar var olduğunu ispat edicek kadar bile bir iz bırakmadan yok olabilecek olması dünya üzerinde iddaa ettiğimiz egemenliğin gerçekte ne kadar geçici ve asılsız olduğunu gösteriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder